12 Mayıs 2015 Salı





Hey Red,bundan yakamızı kurtaramayacağız değil mi?...

Eminim ki siz saygıdeğer okurlarımızın arasında bir Bastion oyuncusu vardır ki,kendisi de zaten bu sebeple okumaya gelmiş olacaktır.Supergiant Games,Bastion ile her çeşit oyuncuya hitap etmiş ve büyük bir beğeni kazanmıştı.Her ne kadar güzel bir sonuç olsa da,oyuncu kitlesi meraklı gözleri ve olağanüstü beklentileri ile yolunu gözlemişti S.Games'in.S.G'de bu beklentiye bomba gibi bir cevap verdi.Sizi sevindirecek ufak bir şey daha söylemem gerekirse o da şunlar ki;birtanecik kılıcımızı Logan Cunnigham,güzeller güzeli ana karakterimizi ise Ashley Brett seslendiriyor.Ne kadar kutsal farkındasınızdır!O zaman bana da şöyle bir derine inip oyunu sunmak düşer.

Aşk,Aksiyon ve Fedakarlık...Bunlar Transistor'u Transistor yapan malzemeler.Ancak Profesor S.G. yanlışlıkla bu karışımın içine bir malzeme daha ekledi.İntikam...






Atmosfer Cyberpunk temalı,sessizlik çökmüş olan Cloudbank'da yaşıyoruz.Canlandırdığımız karakterin ismi ''Red''.Kendisi güzeller güzeli,popüler ve muhteşem bir sese sahip bir bayan.Camerata isimli ekip bizim sesimizi ve ruhumuzu alıp bir kılıca,Transistor'a hapsetmek ister fakat bize aşık olan gizemli bir adam önümüze atlayıp hayatını bizi kurtarmak için feda eder.'Sessizliğin hüküm sürdüğü koskoca evrende tıkılı kaldık,yanımda bir kılıç,aşık olduğum adamın cesedi ve bu sessizliğe eşlik edecek olan ben...' Gizemli aşığımız her ne kadar bizi bu durumdan kurtarmak istese de sesimizi çalmayı başarmışlardır.Transistor adlı kılıç da saplandığı bedenin,aşığımızın ruhunu ve sesini içerisine hapsetmiş,gözleri ve kalbi intikam ateşi ile dolan Red'e eşlik etmiştir.Red'in bundan sonra ki amacı bahsettiğimiz üzere intikam almak ve canını kendisi için feda eden gizemli aşığımızı bir şekilde kurtarmaktır.

''Hikaye hikaye bir türlü bitiremedin be kızım,nasıl oynayacağız biz bunu?''

   Fazla aceleye lüzum yok canım benim.Oyunun anlatılacak o kadar çok kısmı var ki,nereden başlasam bilemiyorum.
''İlk kez oynayan birinin merak edeceği şey nedir?'' diye kendimize sorarsak bence oyunun dövüş kısmıdır.Şöyle bir şey diyebilirim ki ''akıl güçten üstündür''.Ne kadar güce sahip olursanız olun aklınızı kullanmadan o savaşı kazanamazsınız.Transistor'u ben böyle tanımlayabilirim.


Red bir dövüşçü değil nasılsa,kılıcı ile bir plan yaparak savaşa atılmak zorunda.Bu da oyunu zor yapan kısımlardan biri,turn hakkımız geldiğinde yeteneklerimizi kullanarak rakibi alt etmek için plan yapabiliyoruz.Planı her türlü geliştirebilirsiniz; örneğin rakibin arkasından vurduğunuzda backstap uygulanır ve bonus/fazladan hasar verirsiniz ya da ''Crash'' yeteneğimizi birden fazla rakibe isabet ettirerek dövüşü kısa zamanda bitirebilirsiniz.Bu işin giriş kısmıydı ne yazık ki gençler...Turn hakkımızı kullandıktan sonra barın dolmasını beklememiz gerekiyor,yeni bir turn hakkı kullanmak için.Bu süreç içerisinde kaçmak için kullanılan yeteneklerimizde kısıtlama olmuyor.Bu sebeple saldırı içerisinde olamadığımız zamanlar için kendimizi hazırlamamız gerek.Her şey bu kadar kısıtlı değil ve tam olarak 16 yeteneğe sahibiz.








Her yetenek barının içerisinde 2'şer tane pasif yuva bulunmakta ve tablo 
tam olarak 4 yetenek içerebiliyor.Yeteneklerin yuvalarına ek olarak diğer yetenekleri kullanmak istersek bu ek özellik gösteriyor hali ile.Daha fazla backstap etkisi,bonus hasar gibi gibi...
Şu Memory şeysi vardı.Her yetenek bu barda bir miktar yer kaplıyor ve el verdiği kadar yetenek programlayabiliyorsunuz.Bunun yanı sıra birde sınırlayıcılar var.Seviye arttıkça sahip oluyorsunuz bu zımbırtılara -her ne kadar oyunu zorlaştırsa da- aldığınız deneyim puanını arttırmakta yardımcı oluyor.
Oyunumuzun bir de sığınak bölümü var canlarım.Bir tür kumsal gibi kendisi.Köpeğinizle oynayabilir,müzik dinleyebilir ve yetenek alıştırmaları yapabilirsiniz.Bahsettiğim öyle sap gibi duran kuklalar değil.Bu sığınak içerisinde bir ağaç ve üzerinde alıştırma yapabileceğiniz gizli kapılar bulunuyor.Verilen yeteneklerle kendinizi düşmanlara karşı hazırlıyorsunuz.Plan/combo/hız alıştırmaları gibi gibi.(Olması gerektiği gibi) bana cidden çok faydası oldu.Sürekli ziyaret edemiyorsunuz,bu sadece bazı yerlerde ortaya çıkıyor.
Peki... hiç ölmeyecek miyiz? Tabii ki ölücez haha *breaks keyboard*.Şahsen ben gereğinden fazla ölmüş gibiyim.Hepsi benim yaptığım saçma plan/projelerden kaynaklanıyor.Oyunda öldüğünüz takdirde ''Start with Limiters'' ve ''Start Without Limiters'' isimli 2 seçenek çıkıyor.Bu seçim sizin nasıl oynadığınza bağlı (bence).

Atmosfer/Grafikler/Oyun İçi Alakalı Sona Kalan Her Şey cart curt...



Başlık yazma konusunda ne kadar eksik olduğumun farkındasınızdır.Bu yüzden kendimi boğasım var açıkçası.
Transistor grafik açısından size gökkuşağı kusturacak türden,oyunun içerisine atlamak isteyeceksiniz.Merdivenlere bile sarılasım var o muhteşem yerde.Hem hava durumunu şehrin seçtiği bir yerde yaşamak kim istemez ki.Gerçekten ileriki süreçlerde atmosfer muhteşem oluyor.Oyunun cutscene'leri dahil her şey el çizimi.Bu da Transistor'a ayrı bir hava katmış,şahsen movie tarzı olsa bu kadar beğenmezdim.Her ne kadar etrafımızda aynı şeyleri görsek de.Atmosferin zamanla değiştiğini fark edecek ve tüylerinizin diken diken olduğunu hissedeceksiniz (korku anlamında değil sayfayı kapatmayın).Ek olarak söylemem gereken bir şey daha varsa o da düşman yelpazesinin az olduğudur.Daha farklı ve gerçekten ''boss'' a benzeyen şeyler olabilirdi.Bunlar yerine gelişebilen düşmanlar tercih etmişler.Görüntü olarak değil tabii ki işlevsel olarak.
Herkesin bu konuya odaklanması lazım ki;bir müzik bir oyuna ancak bu kadar yakışır.Her karesinde her sahnesinde muhteşem müziklere imza atan bu oyun benim kalbimi sadece müzikleri ile feth edebilir.Plan yaparken müziğe o ara ayrı bir efekt gelmesi de fark edilmesi gereken şeylerden biri.Oyun fazla uzun sürmüyor 7-10 saat arası.Gerçi bu ne kadar sınırlayıcı vs. kullandığınıza göre değişir.Oyunu bitirdiğinizde ise de Recursion modunda karakter seviyenizi koruyacak oyuna devam edebiliyorsunuz ve süreç geçtikçe bahsettiğim üzere düşmanların kendi çapında zorluk değişimi oluyor.Oyun bu kadar geniş iken ve Recursion modunda da hikayeler bulup,gizemleri çözebilecekken oyunu körü körüne oynarsanız (metinleri okumamak gibi) oyun sonuna geldiğinizde pek haz alamayacaksınız fakat emin olun ki kendinizi bu ilgi çekici ve sıra dışı dünyada kaybedeceksiniz.


+ 'LAR (Ben ve harika başlıklarım)

+Oyun nefis mi nefis hem ağlatacak hem de oyunla sizi bütünleştirecek müziklere imza atılmış.


+Sıkmayacak aksine sizi bahsettiğim üzere gökkuşağı kusturacak farklı bir oynayışa sahip.
+Görsellik açısından çok çok zengin.(Oyun için cutsceneler dahil)

-'LER :(

-Oyuna düşman sayısı çok çok az.(en azından bana göre)

-Ufak tefek minicik buglar var.

-Oyun süresinin daha uzun süreli olması dileklerimi de burdan belirtiyim.İhiihih
Bastion oynamış/oynamamış,yenilik arayan ve seçim yapamayan,ne oynasam diye düşünen,rekabetçi dostlarımızı ben kendi bölgeme alıp oynatabilirim bu oyunu.Bu aşk ve intikam hikayesini her bir oyuncuya adıyor ve oynamalarını diliyorum.Gerçekten harika. (Ve dinlemeniz içinde aşağı bir yere video koyayım :3 )



-Benim puanım : TRANSISTOR!
Tür : Aksiyon/RYO 

Yapım + Dağıtım : SuperGiant Games
Steam fiyatı : 20$
PC ve PS4  de oynayabilirsiniz.

Keyifli oyunlar dilerim.
Melis Sude Demirel.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder